şef

listen to the pronunciation of şef
Türkisch - Englisch
chief

At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe. - Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

The section chief accepted the proposal. - Bölüm şefi öneriyi kabul etti.

supervisor
clerk
principal

Mr. Jackson is our principal. - Bay Jackson bizim şefimiz.

gaffer
top dog
commander
general

What do you want? asked the Indian chief. We want all the land from the North Pole to the South Pole, said the English general. - Ne istiyorsun? diye sordu yerli şef. İngiliz general Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar olan tüm araziyi istiyoruz dedi.

chef

Our chef is very busy today. - Şefimiz bugün çok meşgul.

This Japanese chef only uses traditional Japanese knives. - Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.

guvnor
headman
captain
headsman
chief, leader
head

Tom is the head chef at a restaurant in Boston. - Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.

guv
taskmaster
chip
commissioner
honcho
governor
conductor

Tom is a world-famous conductor. - Tom dünyaca ünlü bir koro şefidir.

A conductor directs an orchestra. - Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.

president
ethnarch
şef aşçı
Head chef
şef garson
headwaiter
tam yetkili şef
supremo
teknik şef
(Ticaret) chief technician
Türkisch - Türkisch
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse. Önder, lider
Baş, yönetici durumda bulunan
Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse
Baş, yönetici durumda bulunan: "Şef garson şarabı övünce heveslendim."- T. Buğra
Önder, lider
ŞEF'
(Osmanlı Dönemi) Çift
ŞEF'
(Osmanlı Dönemi) Namazların her iki rek'atı demektir. Dört rek'atlı bir namazın evvelki iki rek'atında Şef'-i evvel, diğer iki rek'atına da Şef'-i Sâni denilir. Üç rek'atlı namazın üçüncü rek'atı da Şef'i sâni'dendir
ŞEF'
(Osmanlı Dönemi) Kurban bayramı günü
Englisch - Türkisch

Definition von şef im Englisch Türkisch wörterbuch

milli şef
"National leader" which was the official title of İsmet inönü after 1938 and also Atatürk's in 1930's