Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
- Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
Mireille Mathieu is one of France's best singers.
- Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
It is a pity that the singer died so young.
- Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
- Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
In my circle of friends there are two people who are professional singers.
- Arkadaşlarımın arasında iki tane profesyonel şarkıcı var.
Tom didn't decide to become a professional singer until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar profesyonel bir şarkıcı olmaya karar vermedi.
The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.