We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
Linda stood up to sing.
- Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
When we went to karaoke, Tom went on singing all night.
- Karaoke'ye gittiğimizde, Tom bütün gece şarkı söylemeye devam etti.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
John played guitar and his friends sang.
- John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
Have you ever sung in public?
- Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.