The suspect was innocent of the crime.
- Şüpheli suçla ilgili masumdu.
The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
- Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
Mrs. Harris is very doubtful about her son's future.
- Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.
I am doubtful of his success.
- Onun başarısından şüpheliyim.
Did you notice anything suspicious?
- Şüpheli bir şey fark ettin mi?
The background check on Tom turned up suspiciously little.
- Tom'la ilgili özgeçmiş kontrolü biraz şüpheli çıktı.
There's something fishy going on in there.
- Orada devam eden şüpheli bir şey var.
That sounds fishy to me.
- O bana şüpheli görünüyor.
Research in this area is somewhat equivocal.
- Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
Tom has a dubious reputation.
- Tom şüpheli bir üne sahip.
Their honesty is dubious.
- Onların dürüstlüğü şüphelidir.