The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
The suspect was innocent of the crime.
- Şüpheli suçla ilgili masumdu.
It is doubtful whether he will pass.
- Onun geçip geçmeyeceği şüphelidir.
Mrs. Harris is very doubtful about her son's future.
- Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.
Did you notice anything suspicious?
- Şüpheli bir şey fark ettin mi?
She said that she saw a suspicious man.
- O, şüpheli bir adam gördüğünü söyledi.
There is something fishy here.
- Burada şüpheli bir şey var.
That sounds fishy to me.
- O bana şüpheli görünüyor.
Research in this area is somewhat equivocal.
- Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
She gave us a dubious answer.
- O bize şüpheli bir cevap verdi.
Their honesty is dubious.
- Onların dürüstlüğü şüphelidir.