Everybody suspected him of taking a bribe.
- Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi.
I suspected that he was telling a lie, but that didn't surprise me.
- Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
- Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
Why should you suspect me?
- Niçin benden şüphelenmen gerekiyor?
Tom began to suspect Mary would leave him.
- Tom, Mary'nin onu terk edeceğinden şüphelenmeye başladı.