He persisted in accomplishing his original plan.
- O, orjinal planını başarıyla tamamlamakta ısrar etti.
The lady persisted in wearing such an old-fashioned shirt.
- Bayan böyle eski moda bir gömlek giymekte ısrar etti.
The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
- Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.
They insisted on my getting the work done by tomorrow.
- Onlar yarına kadar işi yaptırmamda ısrar ettiler.