ıncomplete

listen to the pronunciation of ıncomplete
Englisch - Türkisch
eksik

Bu rapor eksik gibi görünüyor. - This report seems to be incomplete.

Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir. - The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.

Englisch - Englisch
{a} unfinished, imperfect, short
Incomplete
uncomplete
ıncomplete
Favoriten