Türkisch - Englisch
Definition von ışınlı im Türkisch Englisch wörterbuch
- radiant, radiating
- radiolarian
- radiate
- actinic
- rayed
- Işın
- (isim) Ray
The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
-Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
Ultraviolet rays are harmful to us.
-Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.
- ışın
- beam
Cathode rays are beams of electrons.
-Katot ışınları elektron ışınlarıdır.
I'm checking for laser beam alarm triggers.
-Lazer ışını alarm tetikleyicilerini kontrol ediyorum.
- ışın
- ray
In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
-Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
Ultraviolet rays can cause skin cancer.
-Ultraviyole ışınları cilt kanserine neden olabilir.
- ışın
- beam of light
- ışınlılar
- radiolaria
- ışın
- ray of light
- katot ışınlı tüp (ekran tüpü)
- (Askeri) cathode ray tube
- ışın
- phys. ray: gama ışınları gamma rays
- ışın
- beam; ray
- ışın
- streak
- ışın
- (Matematik) ray
- ışın
- gleam
- ışın
- ray of light, ray, beam
- ışın
- shaft
- ışın
- bar
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von ışınlı im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Işın veren, ışın saçan
- Işın
- şua
- ışın
- Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri
- ışın
- şua
- ışın
- Balık yüzgeçlerini meydana getiren kılçık
- ışın
- Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
- ışın
- Işın etkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri
- ışınlılar
- Bir hücreli hayvanların, kök bacaklılar sınıfına giren, protoplâzmalarından, hareket ve duyu organı olarak yalancı ayak salan takım