üretim

listen to the pronunciation of üretim
Türkisch - Englisch
manufacture

The date of manufacture is shown on the lid. - Üretim tarihi kapağın üzerinde.

That factory is for the manufacture of computers. - O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.

production

Tom was hired to supervise the production of Mary's music video. - Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı.

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

fabrication
outturn
output

The output at this factory has increased by 20%. - Bu fabrikada üretim %20 oranında arttı.

Despite a shortage of steel, industrial output has increased by five percent. - Çelik sıkıntısına rağmen, sanayi üretimi yüzde beş arttı.

generation

Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists. - Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.

turnout
produce

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

producing
landing
generating
making

Wood is the raw material for making paper. - Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.

(Ticaret) product

The new production process achieves a high yield. - Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.

In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola. - Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.

make

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasımda yağ üretimi için zeytinler hasat edilir.

(Biyokimya) reproduction
procurement
production istihsal
manufacturing

We are planning changes to the manufacturing process. - Biz üretim sürecinde değişiklikler planlıyoruz.

Let's bring manufacturing jobs back to America. - Üretim işlerini Amerika'ya geri getirelim.

üretim alanı
production area
üretim artışı
(Ticaret) speed-up
üretim açığı
(Ticaret) output gap
üretim bilgisi
(Bilgisayar) firmware revision
üretim birimi
(Ticaret) unit of production
üretim dönemi
(Ticaret) production period
üretim endeksi
(Ticaret) production index
üretim güçleri
forces of production
üretim hacmi
production volume
üretim hatları
production lines
üretim hattı
(Ticaret) line
üretim hattı
production line
üretim işlemi
(Tıp) manufacturing process
üretim koşumu
(Bilgisayar,Teknik) production run
üretim malları
(Ticaret) production goods
üretim malları
(Mekanik,Teknik) producer goods
üretim malları
capital goods
üretim merkezi
production line
üretim oranı
(Askeri) production rate
üretim sistemi
(Mekanik,Teknik) production system
üretim sonrası
post-production
üretim süreci
(Ticaret) manufacturing process
üretim süresi
production time
üretim süresi
(Gıda) generation time
üretim tarihi
(Ticaret) date of production
üretim tarihi
(Tıp) manufacturing date
üretim tesisi
production facility
üretim yapmak
(Ticaret) make production
üretim yapmak
(Ticaret) produce
üretim yapmak
(Ticaret) manufacture
üretim yeri
production site
üretim yöntemi
a production process
üretim yöntemi
manufacturing technology
üretim öncesi
(Ticaret) preproduction
üretim fazlası
surplus
üretim anlayışı
mentality of manufacture/production
üretim araçları
production tools
üretim bandı
Production line, assembly line
üretim biçimi
mode of production
üretim evi
house production
üretim tarihi
production date
üretim artışı
speed up
üretim biçimi
manufacturing type
üretim bölümü
shop floor
üretim defteri
(Ticaret) factory ledger
üretim denetimi
production control
üretim dengesi
(Ticaret) production equilibrium
üretim etkisi
(Ticaret) production effect
üretim gecikmesi
backlog
üretim giderleri
production costs
üretim gücü
(Ticaret) production potential
üretim gücü
(Ticaret) producing power
üretim hatası
flaw
üretim havuzu
(Denizbilim) production pond
üretim hızı
(Tekstil) delivery speed
üretim iadesi
(Hukuk) production restitution
üretim izni
(Ticaret) production licence
üretim için gereken zaman
turn round
üretim işlevi
production function
üretim kapasitesi
production capacity
üretim katı
working level
üretim kaynağı
(Askeri) production base
üretim kaynağı analizi
(Askeri) production base analysis
üretim kesimi
(Ticaret) economic sector
üretim kotası
(Ticaret) production quota
üretim lisansı
(Ticaret) production licence
üretim lisansı
(Ticaret) production license
üretim maliyeti
prime cost
üretim maliyeti
production costs
üretim maliyeti
first cost
üretim maliyeti
production cost
üretim mallan
(Ticaret) producer's goods
üretim masrafı
(Ticaret) manufacturing expense
üretim masrafı
(Ticaret) factory cost
üretim metodu
manufacturing method
üretim miktarı
(ton) tonnage
üretim müdür yardımcısı
(Ticaret) deputy production manager
üretim müdürü
production manager
üretim müdürü
product manager
üretim mühendisi
production engineer
üretim oram
(Fizik) breeding ratio
üretim oranı
breeding ratio
üretim payı
royalty
üretim plânlama şefi
dispatcher
üretim raporu
(Ticaret) production statement
üretim reaktörü
production reactor
üretim ruhsatı
manufacturing licence
üretim ruhsatı
industrial licence
üretim sezonu
(Ticaret) season production
üretim sınavı
(Dilbilim) production test
üretim yönetim subayı; program yönetim bürosu
(Askeri) production management office(r); program management office
üretim zamanı
productive time
üretim örneği
(Ticaret) outturn sample
üretim-paket
make/pack
seri üretim
(Tıp) mass-production
ana üretim
main production
anında üretim
(Ticaret) just-in-time production
artan üretim
(Denizbilim) surplus production
aşırı üretim
(Spor) overrun
birincil üretim
(Denizbilim,Gıda) primary production
ekonomik üretim
(Denizbilim) economic production
emek yoğun üretim
(Ticaret) craft production
emek-yoğun üretim
(Ticaret) craft production
entegre üretim
(Politika, Siyaset) integrated production
esnek üretim
flexible production
net üretim
(Denizbilim) net production
organik üretim
(Politika, Siyaset) organic production
ortak üretim
(Askeri) co-production
sınırlı üretim
(Ticaret) limited production
toplam üretim
(Denizbilim) total production
toplu üretim
(Tıp) mass-production
yeniden üretim
regeneration
yeniden üretim
reproduction
yerli üretim
(Askeri) local production
yıllık üretim
annual generation
yıllık üretim
annual production
zirai üretim
agricultural production
özel üretim
special production
üretim mühendisliği
manufacturing engineering
akıllı üretim
smart production
mum üretim yeri
wax production in
Bilgisayar Destekli Üretim
Computer Aided Manufacturing
Bilgisayarla Tümleşik Üretim
Computer Integrated Manufacturing
Digital Görüntü Kullanım Üretim Sistemi
(Askeri) Digital Imagery Exploitation Production System
Savunma Bakanlığı istihbarat üretim topluluğu
(Askeri) Department of Defense intelligence production community
Savunma Bakanlığı İstihbarat Üretim Programı
(Askeri) Department of Defense Intelligence Production Program
Savunma Bakanı Yardımcısı (Üretim ve Lojistik)
(Askeri) (P&L) Assistant Secretary of Defense (Production and Logistics)
Savunma Üretim Yasası
(Askeri) Defense Production Act
Silahlı Kuvvetler Üretim (Tedarik) Planlama Bürosu
(Askeri) Armed Service Production Planning Office
artan üretim modeli
(Denizbilim) surplus production model
ağır ön-üretim
heavy prefabrication
aşın üretim
over production
birinci üretim
(Ticaret) indirect productior
cari üretim
(Ticaret) current output
direkt üretim
(Ticaret) direct production
düşük üretim
underproduction
eşdeğer üretim
(Ticaret) equivalent production
fazla üretim
overproduction
fazla üretim
(Hukuk) over-production
gayrisafi tarımsal üretim hacim endeksi
(Hukuk) gross agricultural production volume index
gel-git enerji üretim sistemi
(Askeri) tidal power generation system
gerekli üretim
(Ticaret) production requirement
gerçek üretim
(Tıp) manufacturing scale production
günlük üretim
daily output
ikincil üretim
(Askeri) secondary production
ikincil üretim kaynakları
(Askeri) secondary production resources
ilkel üretim metodu
(Ticaret) primitive production method
imalat ölçekli üretim
(Tıp) manufacturing scale production
istihbarat üretim dairesi
(Askeri) intelligence production agency
iç üretim
(Ticaret) home production
iç üretim kontrolü
(Hukuk) internal production control
lineer ısı üretim hızı
(Çevre) linear heat generation rate
lisans altında üretim
(Ticaret) licenced-production
müşterek görüntü üretim kompleksi
(Askeri) joint imagery production complex
müşterek üretim programı
(Askeri) shared production program
optimum üretim
(Ticaret) optimum production
pamuk üretim kuşağı
cotton belt
personel tahliyesi; Phoenix Raven; esas bölge; üretim ihtiyacı; program inceleme
(Askeri) personnel recovery; Phoenix Raven; primary zone; production requirement; program review
petrol üretim sistemi
(Askeri) oil production system
petrol üretim vergisi
(Ticaret) petroleum production tax
pik üretim
peak production
seri üretim
mass production
seri üretim
repetition work
seri üretim
quantity production
seri üretim
flow system
seri üretim
serial manufacture
seri üretim
series production
seri üretim yapmak
churn out
sorumlu üretim
(Askeri) responsible production
soğuk üretim
cold production
sözleşme konusu üretim süreci
(Hukuk) contract process
sınai üretim hacim indeksi
(Hukuk) industrial production volume indices
toplu üretim
mass production
veri yama paneli; dağıtılmış üretim programı
(Askeri) data patch panel; distributed production program
yapay üretim
(Denizbilim) artificial production
yapısal üretim
(Telekom) structure manufacture
yerli olmayan üretim
nondomesttc production
yurt içi üretim
(Hukuk) domestic production
Türkisch - Türkisch
Bu etkinlikler sonucu elde edilen nesneler
İnsanların, toplumun varlığı ve gelişmesi için gerekli olan nesneleri sağlamak üzere, amaçlı etkinlikleriyle doğal çevrelerini değiştirmeleri, istihsal
(Hukuk) İSTİHSAL
üretim araçları
Üretim sürecinde kullanılan iş, araç ve gereçlerin bütünü
üretim artığı
Ekonomide üretim fazlalığı
üretim biçimi
Toplum hayatında insanların yaşamları için gerekli olan şeyleri elde etmelerinin tarih içinde gösterdiği türlü düzenlemelerden (kölecilik, sermayecilik, toplumculuk vb.) her biri
üretim evi
Fabrika
üretim güçleri
Bir toplumdaki insan ögesi, üretim araçları, üretim deneyleri ve alışkanlıklarının bütünü
üretim ilişkileri
Toplum hayatında maddî zenginliklerinin üretimi, değişimi ve dağılımı süreci içinde toplum üyeleri arasında ortaya çıkan ve insan bilincinden bağımsız olarak var olan nesnel, maddî ilişkiler
üretim kooperatifi
Anamalı olmayan işçilere kendi aralarında ortaklık kurma imkânı sağlayan kooperatif sistemi
fason üretim
Fason üretim veya kısaca Fason, biri diğerine göre ekonomik üstünlüğe sahip iki firma arsındaki ilişki sonucu, küçük firmanın büyük firma için anlaştıkları türde, miktarda ve kalitede sürekli olacak şekilde üretim yapması ve bu üretimi anlaştıkları tarihte teslim etmesidir
Englisch - Türkisch

Definition von üretim im Englisch Türkisch wörterbuch

Çevik Üretim
(Endüstri) Agile Manufacturing
üretim
Favoriten