Türkisch - Englisch
Definition von üreten im Türkisch Englisch wörterbuch
- breeder
- producing
- procreator
- {i} propagator
- üreten ülke
- producing country
- elektrik üreten
- power generating
- spor üreten
- (Gıda) sporeformer
- üre
- (Denizbilim) urine
- üre
- urea
- üre
- carbamide
- üre
- procreate
- üre
- {f} breeding
This chemical will prevent germs from breeding.
-Bu kimyasal mikropların üremesini engeller.
To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
-Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
- alkali üreten
- kaligenous
- antikor üreten madde
- antigen
- buhur üreten
- thuriferous
- damıtarak içki üreten kimse
- distiller
- duman üreten mühimmat
- (Askeri) pyrotechnic charge
- elektrik üreten
- voltaic
- enerji üreten
- (Fizyoloji) energy-producing
- engelleme üreten yüzey
- (Havacılık) drag producing surface
- fikir üreten
- ideogenetic
- geleceğe yönelik savaş malzemeleri üreten fabrika
- shadow factory
- gelgit enerjisinden elektrik üreten sistem
- tidal power plant
- ipekböceğinin ip üreten organı
- spinner
- ipekböceğinin ip üreten organı
- spinneret
- karar üreten
- decision making
- kendi ihtiyacını kendi üreten
- self supplier
- kıvılcım üreten
- spark igniter
- pirit üreten
- (Madencilik) pyritiferous
- polen üreten
- polliniferous
- sakız üreten
- gummiferous
- spor üreten
- sporiferous
- tek tip spor üreten
- (Biyoloji) isosporous
- zehirli buhar üreten
- miasmal
- örümceğin ip üreten organı
- spinner
- örümceğin ip üreten organı
- spinneret
- üre
- ureal
- üre
- {f} manufacturing
This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
-Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
They are manufacturing TV sets in this factory.
-Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.
- ısı üreten
- pyrogenous
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von üreten im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Üre
- kaurit tutkalı
- üre
- Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan billursu toz
- üre
- Süt ve darı ile yapılan tatlı
- üre
- Memelilerde protein metabolizmasının son ürünü olan ve idrarla dışarı atılan bileşik
- üre
- Vücutta biriken azotlu bileşik
- üre
- Tarımda kullanılan azotlu gübre
- üre
- Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
- üre
- Sakarya iline özgü bir tür köfte
- üre
- Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
- üre
- Memelilerde pratein metobolizmasının son ürünü olan madde
- üre
- Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz
- üre
- Sakarya iline özgü bir tatlı