We cannot decide whether to go to college or not.
- Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.
My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
My university friend is against terror.
- Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
My university friend is against terror.
- Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
Harvard University was founded in 1636.
- Harvard Üniversitesi, 1636'da kuruldu.
Aren't you a bachelor?
- Sen bir üniversite mezunu musun?
She is a college graduate.
- O bir üniversite mezunudur.
I heard that even a lot of college graduates have to work for minimum wage.
- Çok sayıda üniversite mezununun bile asgari ücretle çalışmak zorunda olduklarını duydum.
He is an undergraduate in the law department.
- O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.
The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
- Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.
It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
- Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.