The food at this restaurant is not good, the prices expensive, and the service lousy. In short, don't go to this restaurant.
- Bu restorandaki yemek iyi değil, ücretler pahalı ve servis berbat. Kısaca bu restorana gitme.
Tom won't lower the price.
- Tom ücreti indirmeyecek.
The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour.
- Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.
How much is the entrance fee?
- Giriş ücreti ne kadardır?
The union was modest in its wage demands.
- Sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.
My monthly wage is 300,000 yen.
- Benim aylık ücret 300.000 yen.
I got the ticket free of charge.
- Bileti ücretsiz aldım.
What are the charges in this hotel?
- Bu otelde ücretler nedir?
How much does it cost to get in?
- Giriş ücreti ne kadar?
How much does it cost to get in?
- İçeri girmenin ücreti ne kadar?
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
- Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
You need to pay extra for the batteries.
- Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.
The manager advanced him two weeks' wages.
- Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
One-fifth of my wages go to taxes.
- Ücretlerimin beşte biri vergilere gidiyor.
Is there a special rate for this tour?
- Bu tur için özel bir ücret var mı?
I have to pay high rates to the boarding.
- Pansiyona yüksek ücretler ödemek zorundayım.
The fee includes the payment for professional services needed to complete the survey.
- Araştırmayı tamamlamak için gereken mesleki hizmetler ücrete dahildir.
It wasn't my idea to hire him.
- Onu ücretle çalıştırmak benim fikrim değildi.
We've hired Tom to paint our garage.
- Garajımızı boyaması için Tom'u ücretle tuttuk.
The professor who invented it has the right to reasonable remuneration from the university.
- Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip
I have no objection to paying a special fee if it is necessary.
- Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
If necessary, I have no objection to paying a special fee.
- Eğer gerekliyse, özel bir ücret ödemeye hiçbir itirazım olmaz.
I'm not the only one who doesn't have enough money to pay the membership fee.
- Üyelik ücretini ödemek için yeterli paraya sahip olmayan tek kişi ben değilim.
A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
- Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
What's the minimum salary in Russia?
- Rusya'da asgari ücret ne kadar?
The workers pushed for a raise in salary.
- İşçiler ücret artışı istediler.
A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
- Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Ücretlerini ödememiş olanların dersin sonunda beni görmeleri isteniyor.