O bütün fakir insanların bacalarını düşürür ve çorapları taşmasına doldurur.
- He tumbles down all the poor people's chimneys, and fills up the stockings to overflowing.
Stadyum, insanlarla taşıyordu.
- The stadium was overflowing with people.
Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.
- Modern society is overflowing with all sorts of information.
O tam olarak coşku nedeniyle taşan biri değildi.
- He wasn't exactly overflowing with enthusiasm.