And I will raise it again in three days.
- Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
He has been in Japan for three years.
- O üç yıldır Japonya'da.
Tom has been arrested more than three times.
- Tom üç kereden daha fazla tutuklandı.
My doctor told me that I should swim at least three times a week.
- Doktorum bana haftada en az üç kere yüzmem gerektiğini söyledi.
Measure thrice, cut once.
- üç kere düşün bir kere söyle.
Measure thrice, cut once.
- Üç kere ölç, bir kere kes.
Tom owes Mary three hundred dollars.
- Tom Mary'ye üç yüz dolar borçlu.
I was just wondering if I could borrow three hundred dollars from you. I can pay you back next Monday.
- Sizden üç yüz dolar ödünç alıp alamayacağımı merak ediyordum. Gelecek pazartesi size geri ödeyebilirim.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- Yerinde olsam, iki kez düşünmem - ama üç kez düşünürüm.