özlülük

listen to the pronunciation of özlülük
Türkisch - Englisch
conciseness

Conciseness is a virtue. - Özlülük bir erdemdir.

substance
terseness
pithiness
sappiness
succinctness
brevity
(Gıda) viscosity
juiciness
succulence
laconicism
pulpiness
succulent
özlü
concise

Her texts are concise. - Onun metinleri özlüdür.

Conciseness is a virtue. - Özlülük bir erdemdir.

özlü
succinct
özlü
{s} lapidary
özlü
(Gıda) viscous
özlü
aggregate
özlü
fleshy
özlü
(Gıda) consistent
özlü
meat
özlü
sappy
özlü
medullary
özlü
compact
özlü
pithy
özlü
quintessential
özlü
{s} summary
özlü
juicy
özlü
racy
özlü
brief

I'll be brief and concise. - Kısa ve özlü olacağım.

özlü
sticky (mud)
özlü
concise, pithy, terse
özlü
loamy
özlü
succulent
özlü
terse
özlü
starchy
özlü
pulpy
özlü
sententious
özlü
lush
özlü
substantial
özlü
capsule
özlü
sappy, juicy, pulpy, pithy; concise, compendious, brief, compact, succinct; fertile
özlü
pulpy, pithy, dense
özlü
meaty
özlü
fertile (soil)
özlü
deep; sincere, genuine
özlü
laconic
özlü
pulp
özlü
tenacious
özlü
kernel
Türkisch - Türkisch

Definition von özlülük im Türkisch Türkisch wörterbuch

özlü
Yapışkan, verimli (toprak)
özlü
Düşünceyi gereksiz söz kullanmadan bildiren
özlü
Yapışkan, verimli
özlü
Özü olan, öz bölümü çokça olan
özlü
Özü olan, öz bölümü çokça olan: "Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle."- Y. K. Beyatlı
özlü
Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan: "Ben o kadar bedbaht, doğru özlü bir kadınım ki, beni sonra anlayacaksınız."- A. Gündüz
özlü
Gereksiz söz kullanmadan düşünceyi bildiren
özlü
Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan
özlülük
Favoriten