özgün

listen to the pronunciation of özgün
Türkisch - Englisch
genuine
original

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful. - Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

Be original for a change. - Değişiklik olsun diye özgün ol.

unique
authentic
individual
peculiar
typical
original, creative (person); different, singular (person)
way out
distinctive
genuine, authentic
inventive
characteristic
original " orijinal; authentic, genuine
original, not imitative, completely new
(Kimya) intrinsic
echt
(Tıp) specific
sole
wayout
özgün ürün
(Tıp) original product
özgün müzik
original music, protest music
özgün canlı
original
zarif ve özgün bir tarz
style
prova -özgün zamanı kullan
(Bilgisayar) rehearse -use original time
Türkisch - Türkisch
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
Çeviri olmayan, asıl olan (metin)
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal
Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal: "Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik."- N. Cumalı
orijinal
özgün
Favoriten