özellikle (a)

listen to the pronunciation of özellikle (a)
Türkisch - Englisch
particular(a)
separate and distinct from others of the same group or category; "interested in one particular artist"; "a man who wishes to make a particular woman fall in love with him
separate and distinct from others; "an exception in this particular case"
providing specific details or circumstances; "a particular description of the room"
unique or specific to a person or thing or category; "the particular demands of the job"; "has a paraticular preference for Chinese art"; "a peculiar bond of sympathy between them"; "an expression peculiar to Canadians"; "rights peculiar to the rich"; "the special features of a computer"; "my own special chair"
özellikle
specially
özellikle
particularly

I'm not particularly keen on this kind of music. - Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.

Tom wasn't feeling particularly talkative. - Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.

özellikle
especially

Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games. - Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.

I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian. - Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.

özellikle
in particular

I want to emphasize this point in particular. - Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.

I remember one poem in particular. - Özellikle bir şiiri hatırlıyorum.

özellikle
nominately
özellikle
for one

I, for one, don't like pictures like this. - Ben özellikle bu tür resimleri sevmiyorum.

özellikle
vibration
özellikle
most particularly
özellikle
all

Could you explain all the safety features to me once again? - Bana bir kez daha tüm güvenlik özelliklerini açıklayabilir misin?

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

özellikle
most especially
özellikle
exclusively

This bookstore deals exclusively in old and rare books. - Bu kitapçı özellikle eski ve nadir kitaplarla ilgileniyor.

özellikle belirtmek
point to
özellikle, ençok, üstelik, hususiyetle
In particular, Martin Luther King, moreover, with characteristics
yuva yapan (özellikle kuş)
nester
özellikle
particularly, especially
özellikle
notedly
özellikle
above all

She is reputable, rational and above all pretty. - O, saygın rasyonel ve özellikle güzel.

özellikle
principally
özellikle
in especial
özellikle
particularly, specially; in particular; especially
özellikle
expressly

We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one. - Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.

özellikle belirtilmemiş
unspecified
özellikle bunun için
ad hoc
özellikle dikkat etmek
pay particular attention
özellikle ilgili .... nin ... numaralı maddelerini
(Hukuk) in particular article(s) ... thereof
Türkisch - Türkisch

Definition von özellikle (a) im Türkisch Türkisch wörterbuch

özellikle
Özel olarak, her şeyden önce, hele, bilhassa, hususuyla: "Eşiğinde bulunduğu delilik üzerine konuşmaktan özellikle zevk alırmış."- H. Taner
özellikle
Özel olarak, her şeyden önce, hele, bilhassa, hususuyla
özellikle (a)
Favoriten