There's no need for an apology.
- Özür dilemeye gerek yok.
I don't want Tom's apology.
- Tom'un özür dilemesini istemiyorum.
I'd like to apologise on behalf of my son.
- Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
I'd like to apologise to Volgograd's police.
- Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.
I don't have to apologize for what I said.
- Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
Tom called Mary to apologize to her, but she hung up on him.
- Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I don't have to apologize for what I said.
- Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
Tom smiled apologetically.
- Tom özür dilercesine gülümsedi.
He was apologetic for being absent.
- O, gelmediği için özür diledi.