özür dileme

listen to the pronunciation of özür dileme
Türkisch - Englisch
apologising
apology

I don't want Tom's apology. - Tom'un özür dilemesini istemiyorum.

There's no need for an apology. - Özür dilemeye gerek yok.

apologetic
atonement
excuse
özür dilemek
apologise

I'd like to apologise to Volgograd's police. - Ben Volgograd polisinden özür dilemek istiyorum.

I'd like to apologise on behalf of my son. - Oğlum adına özür dilemek istiyorum.

özür dilemek
apologize

Tom called Mary to apologize to her, but she hung up on him. - Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.

I called Susan to apologize to her, but she hung up on me. - Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.

özür dilemek
to apologize (to)
özür dilemek
be sorry
özür dile
beg off
özür dilemek
plead
özür dilemek
eat one's words
özür dilemek
beg off
özür dile
apologize

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

There is nothing to do but apologize. - Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.

özür dile
beg your pardon
özür dile
apologize to
özür dilemek
my apologies
özür dilemek
to apologise
özür dile
apologetic

Tom smiled apologetically. - Tom özür dilercesine gülümsedi.

I don't like the apologetic undertone of this article. - Ben bu makalenin özür dileyen tonundan hoşlanmıyorum.

özür dilemek
to beg (someone's) pardon, apologize (to), make an apology (to)
özür dilemek
ask pardon
özür dilemek
make amends
özür dilemek
offer an excuse
özür dilemek
make an excuse
özür dilemek
(Fiili Deyim ) excuse oneself
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) İRTİZAH
itizar
Özür dilemek
itizar etmek
özür dileme
Favoriten