I read a book of adventure stories.
- Bir macera öyküleri kitabı okudum.
His stories entertained us for hours.
- Öyküleri saatlerce bizi eğlendirdi.
She gave a narrative of her strange experience.
- O, tuhaf deneyiminin öyküsünü anlattı.
It was his narrative that bored me to death.
- Beni çok sıkan onun öyküsüydü.
Tom is a good story teller.
- Tom, iyi bir öykü anlatıcısı.
Daddy, can you read me a story before I go to sleep?
- Baba, ben uyumadan bana bir öykü okur musun?
Tom wrote a short story about a young girl and her dog.
- Tom genç bir kız ve onun köpeği hakkında kısa bir öykü yazdı.
She is a short story writer.
- O bir kısa öykü yazarı.