I cannot brag about my team. It always loses games.
- Takımım hakkında övünemem. O her zaman maçları kaybeder.
It is often the case that people who brag about their intelligence are actually not very intelligent.
- Genellikle durum şöyledir; zekalarıyla övünen insanlar gerçekte pek de öyle olmazlar.
He boasts that he can swim well.
- O, iyi yüzebilmesiyle övünür.
Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
- Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
I heard Tom bragging about how much money he made.
- Tom'un kaç para kazandığından övünerek bahsettiğini duydum.
Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
- Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.