övün

listen to the pronunciation of övün
Türkisch - Englisch
brag of
brag about

It is often the case that people who brag about their intelligence are actually not very intelligent. - Genellikle durum şöyledir; zekalarıyla övünen insanlar gerçekte pek de öyle olmazlar.

Don't brag about how fast your car can go. - Arabanın ne kadar hızlı gidebileceği hakkında övünme.

blow hard
{f} boast

He never boasted of his success. - O, asla başarısıyla övünmedi.

Tom boasts of never having been defeated in a horse race. - Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.

{f} brag

Tom certainly brags a lot. - Tom kesinlikle çok övünür.

Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race. - Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.

{f} vaunt
boast of
gasconade
pride on
rodomontade
prideon