When I have finished writing the letter, I will take you to the lake about two miles beyond the hill.
- Ben mektubu yazmayı bitirdiğimde, seni yaklaşık olarak tepenin iki mil ötesindeki göle götüreceğim.
Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.
- Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
The post office is just past the bank.
- Postane tam bankanın ötesinde.
Sami was on the other side.
- Sami öteki taraftaydı.
Above and beyond this, he can read Hebrew.
- Bunun ötesinde İbranice okuyabilir.
He is above doing such a thing.
- O öyle bir şey yapmanın ötesinde.
Its modernization was far beyond my expectations.
- Onun modernizasyonu beklentilerimin çok ötesindeydi.
He went no farther than the gate.
- Kapıdan daha öteye gitmedi.