Tom covered the table with the new tablecloth he'd just bought.
- Tom yeni aldığı masa örtüsüyle masayı örttü.
It's a good idea to cover up when the sun is this strong.
- Güneş bu kadar güçlü iken örtünmek iyi bir fikirdir.
Cover up the injured man with this blanket.
- Bu battaniye ile yaralı adamı örtün.
A blanket of silence fell over everyone when they heard the disappointing announcement.
- Hayal kırıklığına uğratıcı duyuruyu duyduklarında herkese bir sessizlik örtüsü düştü.
Kate spread the cloth over the table.
- Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
The waitress spread a white cloth over the table.
- Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
This bride is covering her face with a veil.
- Bu gelin yüzünü bir peçe ile örtüyor.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Criticism of elitism is often a veiled form of anti-intellectualism.
- Elitizm in eleştirisi çoğunlukla anti-entellektüelciliğin örtülü bir biçimidir.
Criticism of elitism is often veiled anti-intellectualism.
- Elitizm in eleştirisi genellikle entelektüel karşıtı örtülüdür.
She spread a cloth over the table.
- Masaya bir örtü serdi.
Kate spread the cloth over the table.
- Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.