örüş

listen to the pronunciation of örüş
Türkisch - Englisch

Definition von örüş im Türkisch Englisch wörterbuch

ör
{f} knitted

She wore a sweater that she'd knitted herself. - Kendi ördüğü kazağı giydi.

She knitted her father a sweater. - Babasına bir kazak ördü.

ör
{f} plait
ör
{f} braid

Can I braid your hair? - Ben senin saçını örebilir miyim?

Mary learned to braid hair as a girl. - Bir kız olarak Mary saç örmeyi öğrendi.

ör
{f} knitting

My sister has been knitting since this morning. - Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.

She put her knitting aside and stood up. - Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

ör
{f} tat

I add examples to Tatoeba in many languages. - Tatoeba'ya birçok dilde örnek ekliyorum.

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

ör
{f} braiding
ör
darn
ör
knit

Have you finished knitting that sweater? - O kazağı örmeyi bitirdin mı?

She knit him a sweater. - O ona bir kazak ördü.

ör
pleach
Türkisch - Türkisch
Örme işi veya biçimi
ör
Geniş bir görüş sağlamak için yüksek bir yere yapılan küçük kule ya da bahçe köşkü
ör
çit, perde
örüş
Favoriten