öptüm

listen to the pronunciation of öptüm
Türkisch - Englisch
kisses
kissed

I kissed Mary and she kissed me back. - Mary'yi öptüm ve o beni geri öptü.

Did you kiss her? Yes, I kissed her. - Onu öptün mü? Evet, onu öptüm.

öp
dust
öp
osculate
öp
{f} kissing

As soon as Tom got Mary alone, he started kissing her. - Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, onu öpmeye başladı.

Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves. - Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur.

öp
{f} smooching
öp
{f} smooch
öp
{f} kiss

Kiss the fifth man from the left. - Soldan beşinci adamı öp.

She kissed away the boy's tears. - O, çocuğun gözyaşlarını öperek geçirdi.

öp
buss
öp
snog
öptüm
Favoriten