önyargılı

listen to the pronunciation of önyargılı
Türkisch - Englisch
{s} prejudiced

He was prejudiced against women drivers. - Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.

I think Tom is prejudiced. - Sanırım Tom önyargılı.

{s} biased

This is a biased article. - Bu önyargılı bir makale.

I know I have a biased opinion. - Önyargılı bir fikrim olduğunu biliyorum.

prejudiced, preconceived
biassed
dyed in the wool
jaundiced
unenlightened
prejudicial
preconceived
prejudicious
önyargılı davranmasına neden olmak
bias
önyargılı olmak
prejudge
önyargılı olmak
preconceive
önyargılı olmasına neden olmak
prejudice
Englisch - Türkisch
peşin hükümlü, peşin yargılı
önyargılı
Favoriten