The Emperor prayed for the souls of the deceased.
- İmparator ölülerin ruhları için dua etti.
A monument has been erected to the memory of the deceased.
- Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
We won't let you pass away.
- Ölmene izin vermeyeceğiz.
The patient may pass away at any moment.
- Hasta herhangi bir anda ölebilir.
Thousands of soldiers and civilians were dying.
- Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.
There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
- Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
Fadil was found deceased in his apartment.
- Fadıl evinde ölü bulundu.
We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
- Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
If a mouse only has one hole, it will soon perish.
- Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.
Marilyn Monroe died 33 years ago.
- Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.