öge

listen to the pronunciation of öge
Türkisch - Englisch
Element, factor, unit, component, constituent
element

The four basic elements are Earth, Air, Fire and Water. - Dört temel öge toprak, hava ateş ve sudur.

item

Let's move on to the next item on the agenda. - Ajandadaki sonraki ögeye başlayalım.

I don't feel like filling out this questionnaire. There are too many items. - Canım bu anketi doldurmak istemiyor. Çok öge var.

sonlu öge metodu
finite element method
artık öge
(Dilbilim) floating element
gizil öge izleme
(Dilbilim) suppressive argument marking
izlenen öge
(Dilbilim) marked suppressive argument
Türkisch - Türkisch
Eleman, unsur
Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri: "O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım, ne de bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir."- N. Cumalı
Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç gibi birimlerden her biri
Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman
çok akıllı, yaşlı kimse
Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri
(Hukuk) RÜKUN
inorganik öge
Besinlere koruyucu olarak eklenen bazı asit türü
organik öge
Besinlere koruyucu olarak eklenen organik asitler ve bunların tuzları
ögeler
anasır
öge
Favoriten