öfkelilik

listen to the pronunciation of öfkelilik
Türkisch - Englisch

Definition von öfkelilik im Türkisch Englisch wörterbuch

öfke
anger

We were shocked by the intensity of our mother's anger. - Annemizin öfkesinin şiddetiyle şok olduk.

He could no longer contain his anger. - O artık öfkesini tutamadı.

öfke
rage

Have you heard of the rage of the Son of Heaven? - Cennetin Oğlunun öfkesini duydun mu?

The child is helpless in his rage. - Çocuk öfkesinde çaresizdir.

öfke
{i} fury

The storm remitted its fury. - Fırtına onun öfkesini azalttı.

Music gives sound to fury, shape to joy. - Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

öfke
indignation
öfke
temper

Bob could not control his temper. - Bob öfkesini kontrol edemedi.

Ken is not the type of person who loses his temper easily. - Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.

öfke
{i} exasperation
öfke
pet
öfke
{i} ire
öfke
{i} huff
öfke
irritation
öfke
vehemence
öfke
dander
öfke
storm

The storm remitted its fury. - Fırtına onun öfkesini azalttı.

Tom stormed into his office and slammed the door. - Tom ofisine öfkeyle girdi ve kapıyı çaptı.

öfke
huffiness
öfke
berserker rage
öfke
flare
öfke
sound and fury
öfke
frenzy
öfke
passion
öfke
bate
öfke
heat
öfke
displeasure

A frown may express anger or displeasure. - Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

öfke
paddy
öfke
flare up
öfke
choler
öfke
wax
öfke
spunk
öfke
dudgeon
öfke
wrath
öfke
steam
öfke
anger, rage, fury
öfke
fume
öfke
pash
öfke
paddywhack
öfke
exasperate

Sami was exasperated by Layla's behavior. - Sami, Leyla'nın davranışlarından öfkelendi.

öfke
(Tekstil) distaff
öfke
furiousness
Türkisch - Türkisch

Definition von öfkelilik im Türkisch Türkisch wörterbuch

öfke
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
öfke
Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap: "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı."- Ö. Seyfettin
öfkelilik
Favoriten