öfkeli öfkeli

listen to the pronunciation of öfkeli öfkeli
Türkisch - Englisch
angrily
{a} in an angry manner
wrathfully, furiously
with anger; "he angrily denied the accusation
In an angry manner; under the influence of anger
öfkeli
angry

The angry mob overturned cars and smashed storefront windows. - Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

Why are you so angry? - Neden bu kadar öfkelisin?

öfkeli
furious

Colorless green ideas sleep furiously. - Renksiz yeşil fikirler öfkelice uyur.

Tom had never seen Mary so furious. - Tom Mary'yi bu kadar öfkeli görmemişti.

öfkeli
ireful
öfkeli
rampant
öfkeli
dyspeptic
öfkeli
in a pet
öfkeli
sore

You're not still sore, are you? - Hâlâ öfkeli değilsin, değil mi?

öfkeli
furious, angry, mad, irate
öfkeli
wrathful
öfkeli
rabid
öfkeli
indignant

She was indignant when I said she was lying. - Yalan söylediğini söylediğimde o öfkeliydi.

Mike wore an indignant look. - Mike öfkeli bir görüntü takındı.

öfkeli
snotty
öfkeli
bristly
öfkeli
red hot
öfkeli
inflamed
öfkeli
enraged
öfkeli
with his hackles up
öfkeli
heated
öfkeli
waxy
öfkeli
ill-conditioned
öfkeli
vehement
öfkeli
white-hot
öfkeli
spunky
öfkeli
incensed

She was somehow incensed against me. - Her nedense bana karşı öfkeliydi.

öfkeli
purple in the face
öfkeli
pissed off [sl.]
öfkeli
hot-blooded
öfkeli bakmak
glower
öfkeli olmak
be in a paddy
öfkeli olmak
be in a wax
öfkeli sözler
hot words
Türkisch - Türkisch

Definition von öfkeli öfkeli im Türkisch Türkisch wörterbuch

öfkeli
Öfkelenmiş, kızgın, hiddetli, gazup
öfkeli
Öfkelenmiş, kızgın, hiddetli, gazup: "Meydan okuyan öfkeli bekleyiş karşısında sustum."- H. E. Adıvar
öfkeli öfkeli
Favoriten