ödenmez

listen to the pronunciation of ödenmez
Türkisch - Englisch
be paid
öde
{f} pay

They shut his water off because he didn't pay the bill. - Faturayı ödemediği için suyu kestiler.

Hey! Scott! Pay my bill! - Hey! Scott! Faturamı öde!

öde
defray
öde
repay

I only wish there was some way I could repay you. - Keşke sadece sana geri ödeyebileceğim bir yol olsa.

I must repay the debt. - Borcumu ödemek zorundayım.

öde
{f} paid

I paid her five dollars. - Ona beş dolar ödedim.

I paid five dollars for the book. - Kitap için beş dolar ödedim.

öde
shell out
hakı ödenmez
Nothing can repay him
Türkisch - Türkisch
Ödenemeyecek kadar, ödenmeyecek biçimde
ödenmez
Favoriten