öğretilebilir

listen to the pronunciation of öğretilebilir
Türkisch - Englisch
teachable
impartible
öğret
{f} taught

He taught me how to swim. - O, bana yüzmeyi öğretti.

While employed at the bank, he taught economics at college. - Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

öğret
{f} teach

I know that you're a teacher. - Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

Are you a teacher? Yes, I am. - Siz bir öğretmen misiniz? Evet, ben bir öğretmenim.

öğret
{f} enlightened
öğret
instruct

My driving instructor says I should be more patient. - Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

Not all of the books are instructive. - Kitapların hepsi öğretici değil.

öğret
{f} edifying
öğret
{f} teaching

I am very tired from teaching. - Öğretmekten çok yoruldum.

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

öğret
edify
öğret
school

What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers. - Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.

This is the school where she is teaching. - Burası, onun öğretmenlik yaptığı okul.

öğret
schooling
öğretilebilir
Favoriten