öğrenelim

listen to the pronunciation of öğrenelim
Türkisch - Englisch
Let us know
öğren
learn

It's difficult to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

One of my dreams is to learn Icelandic. - Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.

öğren
{f} learning

She is learning the piano. - O, piyanoyu öğreniyor.

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

öğren
{f} learned

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

öğren
{f} learnt

What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well. - Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

I've learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

öğren
internalize
öğrenelim
Favoriten