öğrendim

listen to the pronunciation of öğrendim
Türkisch - Englisch
found out about
öğren
learn

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

öğren
{f} learning

That didn't happen when I was learning Esperanto. - O Esparanto öğrenirken olmadı.

I am learning a little English. - Ben biraz İngilizce öğreniyorum.

öğren
{f} learned

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

öğren
{f} learnt

What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well. - Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

I learnt nothing from the teacher. - Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.

öğren
internalize
öğrendim
Favoriten