That baby will have slept five hours by noon.
- O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.
This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.
- Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.
She's supposed to be back by lunchtime.
- Öğle yemeği saatine kadar burada olması gerekiyor.
I should get to Boston by lunchtime.
- Öğle yemeği arasına kadar Boston'a varmalıyım.
It took place around midday.
- Öğle civarında gerçekleşti.
It is midday. The men are eating lunch.
- Gün ortası. İnsanlar öğle yemeği yiyorlar.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?