Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
- Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
We often have lunch together.
- Biz sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
We had an early lunch.
- Biz erken bir öğle yemeği yedik.
It's time to eat lunch.
- Öğle yemeği yeme zamanı.