She seems to take immense pleasure in playing with children.
- O, çocuklarla oynamaktan çok büyük zevk alıyor gibi görünüyor.
Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches.
- Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Wow, that line is huge!
- Vay, bu sıra çok büyük!
You just made a huge mistake.
- Sadece çok büyük bir hata yaptın.
Tom is taking a tremendous chance.
- Tom çok büyük bir risk alıyor.
The new building is enormous.
- Yeni bina çok büyüktür.
Esperanto is surely an enormous waste of time!
- Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!