çok büyük

listen to the pronunciation of çok büyük
Türkisch - Englisch
extreme, enormous, almighty
(Hukuk) mammoth
hyper
immense

Brazil is very rich; its richness is immense; coffee is one of its greatest riches. - Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

She seems to take immense pleasure in playing with children. - O, çocuklarla oynamaktan çok büyük zevk alıyor gibi görünüyor.

{s} giant

Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth. - Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.

humongous
{s} howling
overwhelming
stupendous
(Ticaret) excessive
limitless
huge

You just made a huge mistake. - Sadece çok büyük bir hata yaptın.

He began buying gold in huge amounts. - Çok büyük miktarlarda altın almaya başladı.

fearful
enormously
top
monster
too large
monumental
fierce
tremendous

Tom is taking a tremendous chance. - Tom çok büyük bir risk alıyor.

insurmountable
almighty
mortal
extreme
gargantuan
mickle
enormous

He lives in an enormous house. - O, çok büyük bir evde yaşar.

He left his wife an enormous fortune. - Karısına çok büyük bir servet bıraktı.

royal
roaring
tremendously
resounding
prodigious
exquisite
astronomical
extremely large
elephantine
jumbo
a whale of
{s} stratospheric
{s} fantastic
aimighty
{s} whopping
{s} fab
extra large
{s} spanking
slashing
{s} fantastical
{s} sovereign
{s} voluminous
very big
çok büyük sayıda
myriad
çok büyük beden
outsize
çok büyük canlı
jumbo
çok büyük fark
vast difference
çok büyük miktarda üretmek
overproduce
çok büyük olarak
thumping
çok büyük sayı
number of many figures
çok büyük sayı
myriad
çok büyük şey
immensity
çok büyük şey
spanker
bunlar çok büyük
These are too big
paket çok büyük
(Bilgisayar) packet too big
seçenek çok büyük
(Bilgisayar) option too big
Türkisch - Türkisch
ulu
(Osmanlı Dönemi) MEFRAT
çok büyük
Favoriten