çok, daha çok

listen to the pronunciation of çok, daha çok
Türkisch - Englisch

Definition von çok, daha çok im Türkisch Englisch wörterbuch

daha çok
mostly

This substance is mostly composed of hydrogen and oxygen. - Bu madde, daha çok hidrojen ve oksijenden oluşur.

daha çok parlamak
outshine
çok daha fazla
much more
daha çok
more

The more you know about him, the more you like him. - Onu tanıdıkça daha çok seversin.

I like coffee much more than tea. - Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.

daha (çok)
more
daha çok
further

His new job further separates him from his family. - Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.

Apply to the office for further details. - Daha çok bilgi için ofise başvurun.

daha çok
superior
daha çok
any more

I don't like it any more than you do. - Onu senden daha çok sevmiyorum.

I don't like him any more than he likes me. - Ben onu onun beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.

daha çok
mainly

I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things. - Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

During the presentation the speaker talked mainly about gender inequality. - Sunumda konuşmacı daha çok cinsiyet eşitsizliğinden bahsetti.

daha çok
better

I like English better. - İngilizceyi daha çok severim.

I like coffee better. - Ben kahveyi daha çok severim.

daha çok
more of a

Tom is more of a singer than a guitarist. - Tom bir gitaristten daha çok birşarkıcıdır.

çok daha
a great deal
daha çok
supra
daha çok
a) more b) mainly
daha çok dayanmak
outlast
daha çok dayanmak
outlive
daha çok istemek
like better
daha çok kazanmak
better oneself
daha çok kâr etmek
outsell
daha çok satmak
outsell
daha çok sevilen
better loved
daha çok sevmek
like better
geceleri daha çok acıyor
It hurts more at night
hakkında daha çok şey bilmek
have the advantage of smb
tele daha çok benzeyen
wirier
çok daha
far better
çok daha
much more

The new waiter should be much more competent. - Yeni garson çok daha yetkili olmalıdır.

He likes dancing, much more music. - O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.

çok daha iyi
heaps better
çok daha iyi
head and shoulders above
çok daha iyi
streets ahead of
çok daha iyi
all the better
çok daha önce
much earlier
Türkisch - Türkisch
ziyade
çok, daha çok
Favoriten