They believed they were in the majority.
- Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.
He won the election by a large majority.
- Büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı.
Protestants were in the majority.
- Protestanlar çoğunlukta idi.
The majority didn't accept the proposal.
- Çoğunluk teklifi kabul etmedi.
The crowd was mostly women and children.
- Kalabalık, çoğunlukla kadınlar ve çocuklardı.