He won the election by a large majority.
- Büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı.
A majority voted against the bill.
- Bir çoğunluk tasarıya karşı oy verdi.
The majority was for him.
- Çoğunluk onun yanındaydı.
They believed they were in the majority.
- Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.
The crowd was mostly women and children.
- Kalabalık, çoğunlukla kadınlar ve çocuklardı.