We stayed at a farm house.
- Biz bir çiftlik evinde kaldık.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
The stable is behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin arkasında.
During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.
We stopped at a farmhouse overnight.
- Geceleyin bir çiftlik evinde durduk.
There were farmhouses all over the area.
- Her alanda çiftlik evleri vardı.
During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.