Definition von çiftlik im Türkisch Englisch wörterbuch
- ranch
Tom and Mary bought a small ranch outside Boston.
- Tom ve Mary, Boston'un dışında küçük bir çiftlik satın aldılar.
The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
- (Hukuk) farm
More than 75% of farms raised pigs and milk cows.
- Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.
Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover, 1874'te Iowa çiftlik eyâletinde doğdu.
- bowery
- grange
- hacienda
- duality
- farmstead
- farm, ranch
- spread
- homestead
- steading
- çiftlik evi
- farm
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
The stable is right behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin tam arkasında.
- çiftlik ve içindeki binalar
- homestead
- çiftlik arazisi
- farm land
- çiftlik atı
- dobbin
- çiftlik avlusu
- barnyard
- çiftlik demirbaşları
- dead stock
- çiftlik drenajı
- farm drainage
- çiftlik evi
- farm house
Tom and his family live in a small farm house not too far from here.
- Tom ve ailesi buradan çok uzakta olmayan küçük bir çiftlik evinde yaşamaktadır.
The stable is behind the farm house.
- Ahır çiftlik evinin arkasında.
- çiftlik gölü
- farm pond
- çiftlik gübresi
- farm manure
- çiftlik hayvanları
- farm animals
- çiftlik hayvanları
- pecora
- çiftlik hayvanları sayımı
- livestock census
- çiftlik işleri
- chores
- çiftlik işletmek
- ranch
- çiftlik işçisi
- ranchman
- çiftlik işçisi
- farm hand
- çiftlik işçisi
- farm laborer
- çiftlik işçisi
- farm worker
- çiftlik işçisi
- rancher
- çiftlik kâhyası
- bailiff
- çiftlik kâhyası
- farm manager
- çiftlik merası
- farm pasture
- çiftlik meydanı
- farmyard
- çiftlik sahibi
- ranchman
- çiftlik sahibi
- rancher
- çiftlik sahibi
- cowman
- çiftlik sahibi
- (büyük) planter
- çiftlik sahibi
- farm owner
- çiftlik sahibi
- farmer
- çiftlik ve içindeki binalar
- farmstead
- çiftlik ürünü
- farm product
- çiftlik ürünü--pazarlama
- (Tarım) farm produce--marketing
- çiftlik evi
- farmhouse
Sami lived in a separate farmhouse owned by his father.
- Sami, babası tarafından sahiplenilmiş ayrı bir çiftlik evinde yaşıyordu.
During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.
- çiftlik evi
- homestead
- çiftlikler
- the farms
- büyük çiftlik
- hacienda
- kolektif çiftlik
- collective farm
- kollektif çiftlik
- (Ticaret) collective farm
- küçük çiftlik
- croft
- küçük çiftlik
- small holding
- küçük çiftlik sahibi
- small holder
- lâğım suyu ile sulanan çiftlik
- sewage farm
- ortaklaşa çiftlik
- collective
- ortaklaşa çiftlik
- collective farm
- rus çiftlik sahibi
- kulak
- tarife çiftlik ürünlerinde
- tariffs on farm produce
- turist ağırlayan çiftlik
- dude ranch
- çiftlik evi
- ranch house
- ısrail'de kollektif çiftlik
- kibbutz