çene, çene

listen to the pronunciation of çene, çene
Türkisch - Englisch
jowl, jaw
çene
chin

The boy caressed the girl's chin and kissed her cheek. - Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.

I hit him on the chin. - Onun çenesine vurdum.

çene
jaw

Tom broke Mary's jaw. - Tom, Mary'nin çenesini kırdı.

He got a broken jaw and lost some teeth. - Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

üst çene
(Tıp) maxilla
çene
(boks) glass jaw
çene kemiği kangreni
phossy jaw
alt çene
lower jaw
basık çene
retreating chin
düşük çene
loose tongue

Tom has a loose tongue. - Tom'un düşük çenesi var.

fırlak çene
prognathism
içeri çökük çene
retreating chin
kanca burun ve çene
nutcracker
katmerli çene
gills
miğferin çene kısmı
beaver
sabit çene
(Otomotiv) fixed jaw
uzun çene kemiği
lantern jaws
çene
part of the face located in the center below the mouth; jaw
çene
jaw bone
çene
chinwag; eloquence
çene
talkativeness, garrulity
çene
chin; jaw; talkativeness, jaw, garrulity, loquacity, chinwag; the gift of the gab
çene
jowl
çene
chitchat
çene
jaw (of a vise or clamp)
çene
mandible; gab
çene
chop
çene altı
the underside of the chin
çene altı
gill
çene altı bezi
maxillary gland
çene altı ile omuz arası
counter
çene hizası
chin
çene hizasına getirmek
chin
çene kavafı
1. gabber, gabby person, chatterer. 2. gabby, chatty, very talkative
çene kayışı
chin strap
çene kemiği
chop
çene kemiği
maxilla
çene kemiği
anat . jawbone, mandible
çene kemiği
mandible
çene kemiği
jawbone, jowl
çene kemiğine ait
maxillar
çene kemiğine ait
maxillary
çene sakızı
a word or saying which one frequently repeats
çene satmak
to chatter on and on
çene yapmak
gab
çene yarıştırmak
to talk nonstop
çene yarıştırmak
to have a chin-wag
çene yarışı
chin-wag, gabfest
çene yormak
to talk in vain, to waste one's breath
çene yormak
to waste one's breath
çene çalma
crack
çene çalmak
to gab, have a chin-wag, chin-wag
çene çalmak
chinwag
çene çalmak
to chat, to chatter, to gas (about sth), to shoot the breeze
çene çukuru
dimple
çene çukuru dimple
(in the chin)
üst çene
upper jaw
Türkisch - Türkisch

Definition von çene, çene im Türkisch Türkisch wörterbuch

alt çene
İnsan ve hayvanlarda yiyecekleri çiğnemeye yarayan, oynayabilen çene
çene
Omurgasız hayvanlarda buna benzeyen yapı
çene
Omurga ile bodoslamamın birleştiği köşe
çene
Mengene veya kerpeten gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
çene
Köşe
çene
Köşe, kenar, uç
çene
Omurganın yukarı doğru kıvrılan ilk kısmı, bodoslamayla birleştiği köşe
çene
Başın en alt bölgesinde, ağızın alt kısmının olduğu bölge
çene
Omurgalılardan kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça
çene
Çok konuşma huyu
çene
Omurgalılardan kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça: "Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu."- H. E. Adıvar
çene
Mengene veya kerpeten gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı parçasından her biri
çene kavafı
Geveze
çene yarıştırma
bakınız: söz göstergesi
çene yarıştırma
Karşılıklı gevezelik etme, karşılıklı çene çalma
çene yarışı
Durmadan karşılıklı konuşmak
çene çukuru
Alt çenenin ucundaki çukur
ökçe çene
Boru anahtarının kola bağlı olan setleri dışa dönük, hareketsiz çenesi
üst çene
Mengenenin V biçimli, üzerinde yiv ve setler bulunan çenesi
üst çene
Çenenin üst bölümü, üst dudağın bulunduğu yöndeki çene
çene, çene
Favoriten