In the absence of all conflicting evidence.
His opinion is in conflict with mine.
- Onun fikri benimkiyle çelişiyor.
My life's a contradiction.
- Hayatım bir çelişkidir.
Tom and Mary contradict each other all the time.
- Tom ve Mary her zaman birbirleriyle çelişiyor.
Tom had conflicting feelings.
- Tom'un çelişkili duyguları vardı.
I have conflicting feelings about my childhood.
- Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
I have conflicting feelings about my childhood.
- Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
His opinion is in conflict with mine.
- Onun fikri benimkiyle çelişiyor.