çekimi

listen to the pronunciation of çekimi
Türkisch - Englisch
shooting
An instance of shooting (a person) with a gun

Police are hunting the people who carried out the shootings last week.

The sport or activity of firing a gun
Present participle of shoot
{n} the killing of game with a gun
to throw the ball at the basket
the act of firing a projectile; "his shooting was slow but accurate"
A sensation of darting pain; as, a shooting in one's head
Heading or kicking the ball on goal with the intent of scoring
the act of firing a projectile; "his shooting was slow but accurate" killing someone by gunfire; "when the shooting stopped there were three dead bodies
A wounding or killing with a firearm; specifically (Sporting), the killing of game; as, a week of shooting
when a player kicks the ball at the opponent's net in an attempt to score a goal
The act of one who, or that which, shoots; as, the shooting of an archery club; the shooting of rays of light
{s} of or pertaining to shooting; sharp, sudden (of pain)
Of or pertaining to shooting; for shooting; darting
{i} firing of guns or missiles; hunt; instance in which a person is injured or killed by gunfire
A shooting is an occasion when someone is killed or injured by being shot with a gun. A drug-related gang war led to a series of shootings in the city
killing someone by gunfire; "when the shooting stopped there were three dead bodies"
Shooting is hunting animals with a gun as a leisure activity. Grouse shooting begins in August
to expose photographic film or photostencil materials to light
çekim
filming
çekim
draw

They were drawn to each other by a magnetic attraction. - Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.

çekim
{i} pull

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

çekim
{i} shot

I need some shots before I go on my trip. - Geziye gitmeden önce bazı çekimlere ihtiyacım var.

She needs another DPT shot. - Onun başka bir DTP çekimine ihtiyacı var.

çekim
{i} gravity

Gravity causes objects to have weight. - Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles. - Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.

ayrıntı çekimi cin
close-up
eylem çekimi
(Dilbilim) conjugation
film çekimi
shooting movie
iplik çekimi
take-off system
iplik çekimi
take-off
moda çekimi
fashion shoot
suni yer çekimi
(Askeri) artificial gravity
sıfır yer çekimi
(Askeri) zero gravity
video çekimi
video shoot
çekim
proportion

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

çekim
draught
çekim
affinity
çekim
(Denizbilim) haul
çekim
drawing
çekim
appeal
çekim
{i} shoot

Shoot first, ask questions later. - Önce çekim yap, daha sonra sorular sor.

I'm doing a photo shoot with Tom today. - Bugün Tom ile fotoğraf çekimi yapıyorum.

çekim
accidence
çekim
camera shooting
çekim
lure
fiil çekimi
conjugation

Italian, like Portuguese and French, has three verb conjugations. - İtalyanca aynı Portekizce ve Fransızca gibi üç fiil çekimine sahiptir.

That's the wrong conjugation. - O yanlış fiil çekimi.

film çekimi
Shoot, act of photographing; photography or filming session
Avrupa Düşük Yer Çekimi Derneği
(Hukuk) European Micro-gravity Association
ad çekimi
declension
ayrıntı çekimi
extreme close-up
açı çekimi
angle shot
açık hava çekimi
outdoor shot
baş çekimi
big close-up
bel çekimi
(Sinema) medium close shot
boy çekimi
middle shot
deneme çekimi
test shot
eylem çekimi
conjugation fiil tasrifi
eylem çekimi gram
conjugation
fiil çekimi gram
conjugation
gemi su çekimi
gauge, gage
göğüs çekimi
close shot
güçlü çekimi olan
affinitative
kayma çekimi
slip drafting
nefes çekimi süresi
puff duration
omuz çekimi
close-up
teorik yer çekimi
theoretical gravity
yer çekimi
gravity

Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations. - Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır.

Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles. - Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.

yer çekimi etkisinden kurtularak havada süzülme
(Askeri) hover out of ground effect
yük su çekimi
load displacement
yıldız çekimi
star attraction
çekim
force of gravity

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

çekim
inflexion
çekim
attraction; inflection, declination, conjugation; shot, take
çekim
shooting

Shooting from a low angle makes your legs appear longer. - Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.

Did Tom say anything about the shooting? - Tom çekim hakkında bir şey söyledi mi?

çekim
inflection
çekim
(a) draw, (a single act of) drawing
çekim
gravitation

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

Juno will map Jupiter's gravitational and magnetic fields. - Juno Jüpiter'in yer çekiminin ve manyetik alanlarının haritasını yapacak.

çekim
cin. (a) take
çekim
flexional
çekim
the quantity drawn at one time
çekim
declension

In Latin there are five declensions. - Latincede beş çekim vardır.

çekim
slang a sniff (of snuff)
çekim
graceful appearance, well-proportioned shape
çekim
gram. inflection; declension; conjugation
çekim
flection
çekim
phys., (Astronomi) attraction
çekim
conjugation

That's the wrong conjugation. - O yanlış fiil çekimi.

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

çekim
attraction

They were drawn to each other by a magnetic attraction. - Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.

Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles. - Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.

çekim
flexion
çekim
gravitational

The strength of the gravitational force reduces quickly with distance. - Çekim gücü mukavemeti mesafe ile hızlı bir şekilde azalır.

Juno will map Jupiter's gravitational and magnetic fields. - Juno Jüpiter'in yer çekiminin ve manyetik alanlarının haritasını yapacak.

çekim
(Tekstil) draft
çekim
variation
Türkisch - Türkisch

Definition von çekimi im Türkisch Türkisch wörterbuch

yer çekimi
Bkz. yerçekimi
ad çekimi
bakınız: isim çekimi
diş çekimi
Diş çekme işi
fiil çekimi
Fiil, isim kök veya gövdelerine zaman kavramı ile birlikte şahıs kavramı da veren eklerin getirilmesi, fiil tasrifi
isim çekimi
İsimlere iyelik eklerinin getirilmesi, ad çekimi
yer çekimi
Yer kütlesinin çekimi etkisiyle bir cismin, türlü bölümlerine uygulanan güçlerin bileşkesi, arz cazibesi
Çekim
tasrif
Çekim
traksiyon
Çekim
cazibe
çekim
Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe
çekim
Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, isimlerin de isim hâllerine göre uğradıkları değişiklikler, tasrif
çekim
Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan
çekim
Çekme işi
çekimi
Favoriten