çekilmek

listen to the pronunciation of çekilmek
Türkisch - Englisch
withdraw
opt out
desist
resign
secede
go out
to retreat (from)
(partiden) bolt
to resign (from)
(Hukuk) to resign
gravitate
ebb
to be drawn; to be hauled, dragged, or tugged
be pulled
step aside
decline
recede
draw back
abdicate
draw away
repair
stand
edge out
dry up
to be pulled; to withdraw, to draw back, to recede; to retreat; (deniz) to ebb; to resign; to move (aside); to be bearable, to be tolerable
draw off
retract
quit
bow
scratch
bow out
give over
to withdraw, draw back, recede (from)
retire
to be pulled
walk out
get away
pulled
resile
withdraw from
bow out of
move
pull out
move aside
(Kanun) waive
come away
retreat

They had no alternative but to retreat. - Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.

The army had to retreat. - Ordu geri çekilmek zorunda kaldı.

fall away
fall off
take to
give way
abalienate
absent
conjugate
step down

He finally had to step down. - O sonunda çekilmek zorunda kaldı.

abate
decrease
geri çekilmek
withdraw
geri çekilmek
recede
geri çekilmek
retreat

They had no alternative but to retreat. - Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.

The army had to retreat. - Ordu geri çekilmek zorunda kaldı.

çekilme
withdrawal

This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict. - Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.

The agreement was conditioned on the withdrawal of troops. - Anlaşma, birliklerin geri çekilmesi şartına bağlıydı.

inzivaya çekilmek
retreat
geri çekilmek
regress
çek
cheque

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card. - Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.

çekilme
breakaway
çekilme
drift
yerçekimi ile çekilmek
gravitate
çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çekilme
(Kanun) waiver
çekilme
shrink
çekilme
setting aside
çekilme
expulsion
çekilme
ebbing
çek
pull

The two children pulled at the rope until it broke. - İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.

He pulled his son by the ear. - O, oğlunun kulağını çekti.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

çek
suffer from

He used to suffer from stomach aches. - O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.

Black Americans continued to suffer from racism. - Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.

çek
{f} shrinking
çek
drew

Madonna's concert drew a large audience. - Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.

The card you drew was a red, wasn't it? - Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

çek
{f} hauling
çekilme
traction
çekilme
resignation

Resignation is the first lesson of life. - Çekilme hayatın ilk dersidir.

çekilme
pullout
çekilme
retreat

The army had to retreat. - Ordu geri çekilmek zorunda kaldı.

A tactical retreat is sometimes interpreted as cowardice. - Bazen taktiksel bir geri çekilme, korkaklık olarak yorumlanır.

çekilme
shrinkage
birden çekilmek
yank
çek
yank

Tom yanked the plug from the wall. - Tom fişi duvardan çekti.

Tom gave the rope a yank. - Tom halata ani bir çekiş verdi.

bankadan çekilmek
be drawn from the bank
bankadan çekilmek
be withdrawn from the bank
hesaba çekilmek
To be judged
işin içinden ustalıkla çekilmek
to retreat from the mastery of work inside
suyu çekilmek
drain
çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

adaylıktan çekilmek
stand down
bir kenara çekilmek
take a back seat
canı çekilmek
to feel exhausted
düşmanı çekilmek zorunda bırakmak
raise a siege
el ayak çekilmek
to be deserted
geri çekilmek
set back
geri çekilmek
1. to withdraw, move backward, recede, retreat (from). 2. to give up, relinquish, desist from
geri çekilmek
retire
geri çekilmek
recoil
geri çekilmek
stand back
geri çekilmek
blench
geri çekilmek
beat a retreat
geri çekilmek
disengage
geri çekilmek
retract
geri çekilmek
fall back
geri çekilmek
step back
geri çekilmek
shrink back
geri çekilmek
a) to recede, to fall back b) to retire, to withdraw
halvete çekilmek
to withdraw into seclusion
inzivaya çekilmek
to withdraw into solitude; to make a retreat
inzivaya çekilmek
seclude oneself
inzivaya çekilmek
retire
inzivaya çekilmek
sequester oneself
inzivaya çekilmek
live in seclusion
inzivaya çekilmek
cloister
inzivaya çekilmek
to retire into seclusion, to seclude oneself
ipe çekilmek
swing
kabine çekilmek
for a government to resign
kabukuna çekilmek
to withdraw into one's shell; to refuse to associate with others
kabuğuna çekilmek
retire into oneself
kabuğuna çekilmek
to withdraw into one's shell
kenara çekilmek
to withdraw from the struggle; to forsake the hustle and bustle
kenara çekilmek
step aside
kenara çekilmek
to get out of the way, to step aside
kenara çekilmek
stand aside
köşesine çekilmek
retire to pasture
köşesine/ye çekilmek
to live a quiet, simple life; to withdraw from the center of the stage; to withdraw from public life
sütü çekilmek
(for a woman or a female animal) to stop producing milk, stop lactating
tahttan çekilmek
to abdicate
tanıklık yapıp çekilmek
stand down
yana çekilmek
stand aside
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines. - Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.

The professor teaches Czech. - Öğretmen, Çekçe öğretiyor.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

May I pay with a travelers' check? - Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?

çek
rollup
çek
lure

Layla lured Sami to her house. - Leyla, Sami'yi evine çekti.

The music lured everyone. - Müzik herkesin ilgisini çekti.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
çekilme
(mavna) pull off
çekilme
withdrawal, drawing back
çekilme
abdication
çekilme
(Hukuk) (üyelikten) withdrawal
çekilme
reflux
çekilme
being pulled, drawn, hauled, dragged, or tugged
çekilme
retirement
çekilme
defection
çekilme
contraction
çekilme
cession
çekilme
resignation (from a position or office)
çekilme
pull out
çekilme
(Askeriye) withdrawal
çekilme
geol. regression
çekilme
low water
çekilme
withdrawal; regression; resignation
çekilme
walkout
çekilme
drainage
Türkisch - Türkisch
Çekme işi yapılmak
Bir işten bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek: "Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim."- T. Buğra
Çekme işi yapılmak: "Ağlar çekiliyor dalyanlarda."- O. V. Kanık
Bir yere, bir duruma geçmek
Bir yere geçmek: "Bir köşeye çekilerek ben de bir çay getirttim."- R. N. Güntekin
Azalmak veya yok olmak
Tartılmak
Bir işten bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek
Gerilemek, geri gitmek, ricat etmek: "Türklerin çekilmesiyle beraber hain ve zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..."- Ö. Seyfettin
Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek
Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak: "Dükkân karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayak takımı her gün artıyor."- H. E. Adıvar
Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak
Gerilemek, geri gitmek, ricat etmek
Kendini geriye veya bir yana çekmek
Katılmamak, vazgeçmek
(Osmanlı Dönemi) TEMEDDÜD
(Osmanlı Dönemi) HULUC
istifa etmek
ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
Çekilme
(Osmanlı Dönemi) İNSİCAL
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge
çekilme
Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa
çekilme
Çekilmek işi
çekilme
Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması
çekilme
Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat
çekilme
Tiryakilik yaratan bir ilacın azaltılması veya durdurulmasını takiben yaşanan çeşitli arazlar
çekilme
Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı
çekilmek
Favoriten