çekilebilir

listen to the pronunciation of çekilebilir
Türkisch - Englisch
sufferable
tractile
declinable
çek
cheque

Tom wrote Mary's name as the cheque payee. - Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.

As soon as I received the cheque, I went to the bank. - Çeki alır almaz bankaya gittim.

çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

I need a tool for pulling weeds in my garden. - Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

The two children pulled at the rope until it broke. - İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

çek
suffer from

Black Americans continued to suffer from racism. - Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.

He used to suffer from severe nasal congestion. - O şiddetli burun tıkanıklığından dolayı acı çekti.

çek
{f} shrinking
çek
drew

Madonna's concert drew a large audience. - Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.

She drew the chair towards her. - O sandalyeyi ona doğru çekti.

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

çek
{f} hauling
çek
yank

Tom yanked Mary's ponytail. - Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.

Stop yanking my hair, it hurts! - Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!

çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

cezası çekilebilir
expiable
geri çekilebilir
retractable
içeri çekilebilir
retractable
içeri çekilebilir
retractile
Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

The professor teaches Czech. - Öğretmen, Çekçe öğretiyor.

I want to buy a Czech sweater. - Çek kazağı satın almak istiyorum.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

He opened a checking account with the bank. - O, bankada bir çek hesabı açtı.

I will pay for it by check. - Ben onu çek ile ödeyeceğim.

çek
rollup
çek
lure

Tom was lured into a trap. - Tom bir tuzağa çekildi.

Tom lured us into a trap. - Tom bizi bir tuzağa çekti.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
Türkisch - Türkisch

Definition von çekilebilir im Türkisch Türkisch wörterbuch

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge