Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

çatlatma

listen to the pronunciation of çatlatma
Türkisch - Englisch

Definition von çatlatma im Türkisch Englisch wörterbuch

çatlatmak
spring
çatlatmak
weather
çatlatmak
ride to death
çatla
{f} crack

The hail cracked the window. - Dolu pencereyi çatlattı.

Tom doesn't like it when Mary cracks her knuckles. - Mary eklemlerini çatlattığında Tom sevmez.

çatla
{f} flaw
çatla
{f} fracture
çatla
{f} cracked

The ice cracked under the weight. - Buz ağırlığın altında çatladı.

The hail cracked the window. - Dolu pencereyi çatlattı.

çatla
{f} flawed
çatlatmak
break
çatlatmak
crack
çatlatmak
fracture
çatlatmak
chap
çatla
fractured
çatlatmak
to crack, split
çatlatmak
to cause (someone, an animal) to die or almost die from (overeating, overdrinking, fatigue, or excessive crying)
çatlatmak
(deri) chap
çatlatmak
flaw
çatlatmak
craze
çatlatmak
split
çatlatmak
rift
çatlatmak
to crack, split, to fracture; (cildi) to chap; (atı) to ride to death
çatlatmak
to cause (someone) to be consumed with jealousy
çatlatmak
disrupt
çatlatmak
fissure
çatlatmak
brust
Türkisch - Türkisch
Çatlatmak işi
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek: "Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı."- Ö. Seyfettin. Çatlamasına yol açmak: "Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi."- H. E. Adıvar
çatlatmak
Çatlamasına yol açmak
çatlatmak
Aklını kaçırmak
çatlatmak
Çatlak duruma getirmek