çatlamaz

listen to the pronunciation of çatlamaz
Türkisch - Englisch
splinterproof
Proof against the splinters, or fragments, of bursting shells
çatla
{f} crack

He stopped up the crack with putty. - Çatlağı macunla tıkadı.

The hail cracked the window. - Dolu pencereyi çatlattı.

çatla
{f} flaw
çatla
{f} fracture
çatla
{f} cracked

Tom accidentally cracked his phone's screen. - Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.

The ice cracked under the weight. - Buz ağırlığın altında çatladı.

çatla
{f} flawed
çatla
fractured
çatlamaz
Favoriten