Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
We got him to carry our bag.
- Ona çantamızı taşıttık.
The pencil case is on the table.
- Kalem çantası masanın üstünde.
The pencil case is on the table.
- Kalem çantası masanın üzerinde.
I left my purse behind.
- Çantamı geride bıraktım.
Mrs. Baker had her purse stolen.
- Bayan Baker çantasını çaldırdı.
Keep an eye on my suitcase while I get my ticket.
- Ben biletimi alırken çantama dikkat et.
Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.
- Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
She had her handbag stolen.
- O el çantasını çaldırdı.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
My briefcase is full of papers.
- Evrak çantam kağıtlarla doludur.
Tom left his briefcase on the subway.
- Tom çantasını metroda bıraktı.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.